thirdwave

Github Mirror

Havada Jeopolitika

Parag Khanna yazisindan

Havada (Up in the Air) filminde George Clooney Amerika'dan hiç dışarı çıkmadan içeride sürekli uçakla seyahat eden ve seyahat millerini toplayan Ryan Bingham adlı bir işadamını canlandırır. Filmde American Airlines şirketi uçuş tarihinin divası gibi resmedilmiş, ve problem de tam burada zaten. Bu divanın eski olduğu doğru ama artık eski haşmetinden çok uzak [..]

Bir iPhone ya da Holywood filmiyle ilgilendiğiniz zaman hariç, pek çok Amerikalı "Amerika markasının" dünyada eski ağırlığının kalmadığının farkında değil. Arabalarımız, politik sistemimiz, ekonomik icraatımız gülünç hallere düştü, Obama'nın yaldızı daha Beyaz Ev'de birinci yılını doldurmadan söndü. Bu bilgisizliği en iyi sembolize eden durum, American Airlines'a bağlı Mastercard'ın kredi kartını bir dış ülkede kullanma "suçunu" işlediğiniz an bu kartı iptal etme politikasıdır. Fakat biz hala en iyi (the best) olduğumuzu düşünüyoruz çünkü gerisi (the rest) hakkında pek bir şey bilmiyoruz [Fareed Zakaria kitabına atıf yapıyor].

American Airlines, Amerika'nın kendisi için iyi bir metafor. Tanınan ve pek çok bağlantı sağlayabilen bir marka, fakat servis kalitesi son zamanlarda çok düştü. Filosundaki 757 uçakları lunapark treni (roller coaster) gibi titriyor, kabin içi eğlence sistemi sürekli bozuluyor, ve kabin öyle gürültülü ki özel Boss ses iptal eden kulaklıklar bile işe yaramıyor. Ha bir de sizle ilgilenen görevlinin sistemi çökmeden, kitlenmeden online ya da telefon üzerinden bilet almayı almayı deneyin bakalım.

Bu arada yükselen ekonomilerde Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Emirates'e, Etihad'a oradan Hintli Jet Airways daha düşük fiyatlarda daha iyi servis veriyorlar. Hostesleri güzel giyimli, yemekleri sıcak, ve zamanında servis ediliyor.

Avrupa'da, evet bizim muhafazakarların yermeyi sevdiği o devletçi Avrupa'da, ülke sayısının iki katı kadar uçak şirketi var. İrlanda'dan çıkan Ryan Air'in başarısının ardından taklitçiler mantar gibi türedi, ve şirketler daha fazla bağlantı arasında daha ucuz seyahati sağladı. Avrupa'daki seyahata ödenen paranın çoğu vergi için ve bu para birinci kalite altyapıyı muhafaza etmek için kullanılıyor. Ve Amerika'da olduğu gibi ekstra çereze para vermeniz gerekmiyor.

Obama yönetiminin ilk senesi ardından ulusal rekabet gücümüz hakkında çok gerekli bir tartışma şekillenmeye başladı. Geleceğin inovasyoncularını eğitmekte geri kalıyoruz, ve bu, ekonomik avantajımızı azaltıyor. Web teknolojisinde Google, Amazon, Twitter var fakat Asya'da yerel tercihler ön plana çıkmaya başlıyor (ki bu tercih Google vs. Çin kapışmasının ardında yatan faktör). Bu ülkelerde kullanılan 4G, Amerikan mobil operatörlerine kağnı hızında görüntüsü veriyor artık.

Biyoteknolojide Bush zamanındaki kök hücre yasağını kaldırdık, fakat Hindistan ve Çin'den biyoteknoloji alanında bir patent yağmuru başladı. Bu ülkelerde araştırmacılar yaygın hastalıklara çözüm arıyorlar, sadece niche / özel ilaçlar peşinde değiller. Temiz enerji teknolojisinde bazı izole elektrik arabalar, ve akıllı elektrik hattı deneyleri haricinde, dünyanın en kirli enerjisini üreten ülke biziz.

Küreselleşme "Amerika'da Keşfedildi" ile "Made in China" arasındaki farkın hızla azalması anlamına geliyor. Teknolojik know-how şimdiye dek görülmemiş bir hızda dünyaya yayılıyor - çokuluslu şirketler bir ülkede iş yapmadan önce en son teknikleri ve becerileri yabancı yöneticilere aktarmak zorundalar. Alman sanayi devi Siemens'in Çin'de ilk hızlı treni inşa etmesinden birkaç sene sonra Çin'in dünyanın en hızlı şehirlerarası trenini yaparak anons etmesi bir raslantı değil.

Kendi kendimize yaptığımız propaganda dünyanın en büyük jeopolitik, jeoekonomik güç kaymasını geriye çevirmeyi başaramayacaktır. Küreselleşme bir zamanlar Amerika'nın avantajını arttırıyordu, şimdi onu azaltıcı bir rol oynuyor. Amerika'nın küresel ekonomideki payı 2. Dünya Savaşı sonrası ulaştığı son derece anormal olan yüzde 50 seviyesinden, onyıl devam eden 25 seviyesine, oradan şimdiki 20 seviyesine doğru iniyor.

Biz küresel standartları belirleyecek kadar büyük bir piyasa değiliz - aslında şu anda çevresel ve sanayisel kalite regülasyonlarını arttıran Avrupa ile onları dinamitlemeye uğraşan Çin arasında bir yerlerdeyiz.

Eger tekrar küresel liderliği [..] ele geçirmek istiyorsak, buna bir dış ülkeye uçarak ve dünyanın yeni piyasalarının nasıl yaşadığını öğrenerek başlamalıyız: hangi arabaları kullanıyorlar (daha ufak, daha temiz), ne yiyorlar (organik ve trans yağ bir seçenek), hayat değerleri nedir (kilise / devlet bölünmesi değil, bir tür topluluğu temel alan politik-ekonomik-ruhani sentez).

Bugünlerde bu yükselen piyasalar olan Körfez emirliklerine, Hindistan'a, Çin'e, Türkiye'ye, Endonezya'ya o seyahati yapmakta olan birkaç bin genç ve işsiz Amerikalı MBA vardır herhalde. Ülkemizin o ünlü kendini yenileme kapasitesini muhafaza etmemiz o gençlerin geriye gelerek, ülkemizde üretmemizi, ve üretilenleri geri kalanlara nasıl satacağımızı belirleyecek yeni fikirlerine bağlı [..]