Dünyanın En Tembel Öğretmeni
Thomas Jefferson zamanının en iyi eğitimini almış Amerikalılardan biriydi. Onun zamanına kadar yazılmış olan pek çok eseri okumuştu, düşünceliydi, bilimden sanata kadar pek çok konu hakkında bilgiliydi, ve Virginia Üniversitesi'nin kurucusuydu. Aynı gözlem Ben Franklin, James ve Dolly Madison için de yapılabilirdi. Dünya genelinde aynı iyi eğitim seviyesinde olanlar Rene Descartes, William Shakespeare, Galileo, Michelangelo ve Plato gibi kişilerdi.
Fakat tüm bu insanların aldığı eğitiminin siz ve benim aldığı eğitimden bir farkı vardı; onlara hiç not verilmemişti. Tüm bu kişiliklerin gittikleri okullar, ya da özel ders aldıkları öğretmenler not vermek yerine basit bir geçme/kalma sistemi üzerinden ders veriyorlardı.
Eğitimin ana modeli ta ilk çağlarda çocuğunu ava götürmekten, Jefferson'un kurduğu Virginia Üniversite'sinde gelinceye kadar hep aynı modeli takip etti; Usta / çırak ilişkisi. Bu sistemde öğretmen ve öğrenci birbirlerini çok iyi tanıyabiliyorlardı. Bütün gün boyunca sürekli iletişim içinde oluyorlardı. Öğretmen tüm öğrencilerini biliyor, her biri için ona özel bir öğretim metotu takip edebiliyordu. Öğretmen ayrıca çocukların beraber çalışmalarını teşvik ediyordu. Bu öğretim çocuk materyali öğreninceye kadar devam ediyordu; bir diğer alternatif çocuğun hiç umut vermeyen 'eğitilemez' bir çocuk olmasıydı, fakat bu çok nadir olan bir şeydi.
Bir çocuk bu sistemden mezun olduğunda, müstakbel bir işverene ispat olarak gösterdiği şey not ortalaması (GPA) hatta gittiği okul bile değil, ders aldığı öğretmenin ismi oluyordu [..]
İşler 98,000 MO'den aşağı yukarı 1800 MS'ye kadar böyle devam etti. Sonra William Farish ortaya çıktı.
- yüzyıla girilirken Endüstri Devrimi tam istim devam etmekteydi. Parça iş (piece work) kavramı yaygınlaşmaya başlıyordu, ve pek çok okul öğretmenlere düz maaş ödemek yerine kaç tane öğrencisi olduğuna göre maaş ödemeye başlamıştı.
Bu sırada William Farish 1792 yılında İngiltere Cambridge Üniversite'sinde özel ders veren bir hocaydı. Birazdan anlatacağımız, pek çok öğrencinin hayatını zevksizleştirecek buluşu yapması haricinde, dikkate değmeyecek bir kişiydi.
Tüm öğrencilerini tanımak Farish için herhalde çok fazla külfetti. Bunun için çalışması, efor sarfetmesi, her öğrenci ile iletişimde olması, onlara ilgilenmesi gerekiyordu. Bu onların ihtiyaçlarına, öğrenim usullerine ilgi göstermesi anlamına, bu işe, öğrenci başına para ödenen sistem içinde indirekt olarak, daha az öğrencisi olması, yani daha az para kazanması anlamına gelecekti.
Farish bunun üzerine daha fazla öğrenciyi işlemesini sağlayacak "not sistemini" icat etti. Bu sistem fabrikalarda, mesela montaj bantından çıkan bir ayakkabının 'nota uygun (up to grade)' olup olmadığını anlamak için kullanılıyordu. Ayakkabıyı üreten işçiye buna göre para ödeniyordu. [..] Bu sistem Farish'in cebinin dolmasını sağladı [..] Artık bir öğrencinin dersi anlayıp anlamadığı için onunla iletişimde olması gerekmiyordu, not sistemi ona her şeyi söylüyordu [..]
Notlar olmadan montaj bantı usulü sınıfların işlemesi mümkün değildir. Notlar sayesinde o banta uymayan koca öğrenci kategorileri ve yeni bir iş sektörü icat edilebilmiştir; bunlara 'eğitim engelli' çocuklar ismi verilecekti. Not sistemi sayesinde eğitim/öğrenimin sorumluluğu öğretmenden öğrencinin omuzlarına yüklenmiştir.