Yapı, İşlevi Etkiler
Başlıkta görülen ibare, İngilizcede "structüre affects function" deyişinin bir tercümesidir. Bu cümle mühendislik, temel bilimde çok iyi bilinen bir cümledir. Mesela bir baraj planlayan mühendis aslinda suyun kendi istediği şekilde akacağı, toplanacağı bir "yapıyı" tanımlamıştır, bu yapıyı kurunca, mühendisin birer birer tüm şu molekülleriyle uğraşması gerekmez; Eşyanın tabiatı odur ki, açılan kanallardan şu belli yerlerde toplanacaktır.
Bilgisayar programcılığında aynı kavram veri yapısı (data structüre) ve algorıtma çerçevesinde karşımıza çıkar. Programcılık alanında at koşturanların başına pek çok kez gelmiştir - bir problemle saatlerce uğraşırsınız, ama çözüm banamışın demez, algorıtma arap saçına döner, idare edilmez hale gelir. Sonra durup bir daha düşünürsünüz; ve veri yapısını değiştirirsiniz. Sonra bir bakarsınız ki hoop problem gözlerinizin önünde eriyip gidivermiş! Algorıtma müthiş bir şekilde basitleşmiş ve çözüme ulaşmışsınız. Yapı işlevi etkilemiş.
Daha erişilir bir örnek verelim: Bu blog'da değişik formatlarda yazılar çıkıyor. Bu formatlarda biri, düz yazı formatı denebilecek, başı, sonu olan, "giriş-gelişme-sonuç (!)" turu yapılardır. Bundan ayrı olarak kısa bir süre önce YDB formatını ekledik (bu formatı hiç utanmadan Foreign Policy dergisinden arakladık). Bu formatta ne var? Doğrulanacak (ya da tokatlanacak) yazar ismi, altında onun söyledikleri, onun altında bizim kısa bir yorumumuz takibinde daha geniş bir açıklama (gerekiyorsa tokatlama) ve bu diğer yazarlar için tekrarlanıyor. Şimdi, bu format, bu yapı, bazı şeyleri daha rahat ve direk söylememizi sağlıyor. Daha "muhabbetimsi" bir akışa geçerek daha kısa yorumları direk adresine gönderebiliyoruz. Yapı, işlevi etkiliyor.
Bu girişten sonra, şimdi esas konumuz olan, demokrasilerin yapısına gelelim. Yapı işlevi etkiliyorsa, o zaman farklı demokratik yapıların, işlevi (seçim sonuçları, sistem stabilitesi) gibi şeyleri etkiliyor olması gerekir. Bunun Türkiye açısından doğru olduğunu görüyoruz. Türkiye'deki seçim yapısı sebebiyle belediye seçimleri iktidar partisi hakkında bir güvenoyuna dönüşmektedir. Niye? Eşyanın (bireylerin) tabiatı odur ki, iki senede bir iktidara mesajını vermek ister. ABD sisteminde bu mesaj, iki senede bir yapılan kongre seçimi üzerinden olur. Türkiye'de bu olmadığı için mecburen belediye seçimleri birinden alakasız iki işlevi yerine getirmek zorundadır.
1989 tarihindeki İstanbul belediye seçimlerini hatırlayın. Bu seçimde gayet başarılı bir başkan olan Bedrettin Dalan seçimleri kaybetmişti. Seçimden sonra oyverenlere niye bunun olduğu sorulduğunda "ben nasıl olsa Dalan'a başkası verir zannediyordum!" yorumunu ısıtıyordunuz. Ne olmuştu? Seçmen, o sırada ANAP'a olan tepkisini elindeki tek mevcut enstrüman olan belediye seçimleri üzerinden vermek zorunda kalmıştı, ve insanlar seçimin esas yapması gerekeni "nasıl olsa başkası yapar" diye rasyonalize ederek daha önemli gördüğü "mesaj verme" eylemini yerine getirmişti. Fakat herkes aynı şeyi yapınca Dalan seçimi kaybetti! Yapı, sadece buna izin veriyordu.
Eğer bir sandık daha meclis seçimi için olsaydı, bu tepki oyları o sandığa gidebilir, ve iyi bir başkan olan Dalan başkan seçilmiş olabilirdi. Demek ki mevcut "demokratik" yapı, beklenen / olması gereken / optimal sonuca izin vermemiştir.
Çünkü yapı, işlevi etkilemektedir.
Demek ki bazı demokrasi türleri, yapıları, diğer demokrasi yapılarından daha kuvvetli, sağlamdır.
[1] Benzer sekilde, sistemimizde senato olmamasi sebebiyle Anayasa Mahkemesinin senatoya donusmus olmasi ikinci bir yapi/islev ornegini teskil edebilir.