thirdwave

Github Mirror

Postmodernizm

Postmodernizm, bilim karsitidir bu sebeple gelismek isteyen ulkelerin uzak durmasi gereken bir akimdir (ayrica Fransa'dan cikmistir -uzak durulmasi icin bir sebep daha-). Bu akim dunyanin bilinemezligi uzerinde geveleyip durur, bilinemezlik hakkinda kismen hakli oldugu dogrudur fakat insanlara gereken zaten "herseyi" bilmek degildir. "Amaca donuk" bilgidir. Bir hastaligi yenmek, uzaya insan gondermek icin hayatin tum matematiksel kavislerini bilmemiz gerekmiyor. Mesela kuantum mekanigi olasiliksal bir bilimdir ama bu olasiligin bile kati bir matematigi vardir. Bir elektronun nerede oldugunu bilemeyebilirsiniz ama yine de o matematik ile elektronik devreleri insa etmeniz mumkundur. Ne @#$ Biliyoruz Ki? (What The @#$ Do We Know) filmi, Sır (The Secret) kitabi postmodern felsefenin urunudurler. Film, bilinmezligi isliyor, Sir kitabi ise objektiflikten bencil bir subjektiflige sert bir gecisi temsil ediyor [2]. "Ne istersem olur" gibi dusunceler gayet pempe bir evrende tasvir ediliyor. Insanlarin kafasina koydugunu yapabilecekleri dogrudur, ama anlatildigi haliyle, tavsiyeler batil inanca yaklasmaktadir. Kafaya konulanin, plandan sonra "aksiyon" evresinden hic bahsedilmemistir. Postmodernizm ve Ucuncu Dalga teorilerinin ikisi de"modernlik sonrasi" zamani kurgulamaya ugrasirlar (ama U.D. bilim taraftaridir).* Gecende rahmetli olan Fransiz filozof Jean Baudrillard, postmodernizm'de unlu isimlerden biriydi. Bu adam ile yine Matrix filmi arasinda ilginc bir baglanti var. Wachowski kardesler filmi yaparken onun fikirlerinden de esinlendiklerini soyluyorlar, hatta filmde Neo'nun bir sahnede elinde tuttugu kitap Baudrillard'in "Simulation and Simulacra" adli kitabi (bkz altta).

Fakat Baudrillard'in kendisi, Matrix filmin onun felsefesine uygun olmadigini bir roportajda aciklamis. Burada dogru cevap hangisi? Hepsi. Ve biraz daha fazlasi.Bizce: Kardesler bir Simulation ve Simulacra filmi yapmaya ugrasmis olabilirler fakat yolda film kacinilmaz olarak Amerikanlasti ve Ucuncu Dalgaya donustu. Bu yuzden film gercekten olan devrimsel bir cekismeyi farkinda olmadan "dogru" sekilde yakaladi, ilgi gordu (arkasindan daha once anlattiklarimiz oldu).Ornek mi? Mesela postmodernizm'in insan sevmez, hatta dogayi insana tercih eden "ekoterorist" bir tarafi vardir, Ajan Smith'in Morpheus'u sorguladigi sahnedeki monologunda bariz sekilde goruluyor. Ama film, o ana kadar "sistemi" Neo'ya zamaninda ise gelmedigi icin firca atan [1], insanlari kolelestirmis (sanayici) bir olus olarak o kadar net kurgulamistir ki ondan sonra Ajan Smith'in insanlara "siz bu dunya uzerinde bir mikropsunuz" ithami, en uc nokta yesilciler tarafindan bile alkis alamayacaktir. Kismen hakli bulunsa da artik seyircinin zihninde kole haline gelmis olan insanogludur, flmin sonunda zincirlerini kirmasi beklenen kahramanlar onlar olacaktir. Postmodernizm'e yoneltilebilecek belki de en iyi elestiri surekli "karsi" olmasi ama ortaya bir duzen koyamamasidir. Tum otoriteye karsidir, tum kurallara karsidir, bilime karsidir, ahlaka karsidir. Bu, takipcilerini, plansiz bir fevrilige itecek onlari ise yaramaz sebzeler haline donusturebilir. Plan yapabilecekken bile "plan yapmamis olmak icin yapmamak" bizce basarisizliga giden yoldur cunku kendi planinizin parcasi degilseniz, baskasinin planinin parcasisinizdir. Postmodernizm, kuralsizligi yeni kural haline getirdigi icin ABD'de ucuncu dalgaya gecisin olusturdugu "kurumsal cokusun" halka yansimasi olan ahlaki cokuse bir anlamlandirici (justifying) bir arac olarak kullanilmaya baslamistir. ABD'de toptan medya bu araci gayet guzel kapitalize etmektedir. Asiri siddet iceren bilgisayar oyunlari, futbol macinda gogsunu gosteren bir gosteren sarkici bu "sok etmek kulturunu" yansitmaktadir, sozleri "polis oldurmek, kadin tokatlamak, pez**lik yapmak" gibi "cevherler" iceren gangsta-rap sarkilari, en buyuk muzik sirketleri tarafindan bu sebeple kapisilmaktadir.[1] "Zamaninda ise gelmek" kavraminin bilgi/servis cagi icin anlamsiz/iskence olmasinin sebebi sudur. Birinci akimda donemsel, sanayi caginda asiri senkron, dakik (para zamandir) halindeki zaman anlayisi, 7/24, 365 gun anlayisindaki servis/bilgi ekonomisi icin gayri donemsel ve asiri asenkron haline gelir ve is becermek icin "dakik olarak bir yerde olmanin gerekliligi" azalir. Mesela yeni Sun Microsystems CEO'su Jonathan Schwartz, bu kavramdan hareketle 34,000 calisaninin 18,000 kadarini evden calismaya yonlendirerek buyuk ofislerinden birini kapatarak sirketi icin ciddi bir masraf azaltimina gidebilmistir.[2] Bu garip gecisin sebebi yine postmodernizm'in bilinmezlik prensibine dayanir. Hicbir sey "bilinemiyor" ya, o zaman objektiflik sacmadir, onun yerine subjektif olan, yani "kafamdan gecen gercektir" anlayisi guc kazanir. Bu Fransiz sacmaligini takip ederek belki yine Fransiz Kartezyenciligine bile dayandirabilirsiniz, ki Ingiliz Newton olcum/veriye dayali empricism'i ile bu anlayisi evire cevire zamaninda seyetmisti. Kotu fikirler kolay olmuyor demek ki (!)